Gülgün: Romanların sesi susturulmasın, temsiliyeti eksik bırakılmasın
Roman halklarının tarih boyunca yaşadığı ayrımcılığa, yoksulluğa ve dışlanmaya karşı bir hafıza günü olduğu kadar, bugünün aynı zamanda bir dayanışma ve mücadele günü olduğunu ifade eden Gülgün, “Romanlar bu toprakların neşesini, sesini, müziğini ve dayanışmasını taşıyan kadim bir topluluktur. Ancak bütün bu zenginliğe rağmen, eğitimden sağlığa, barınmadan istihdama, temsiliyetten kültürel haklara kadar pek çok alanda sistematik eşitsizliklerle karşı karşıya bırakılmaktadırlar. Bugün hâlâ Roman çocukları erken yaşta okuldan kopmak zorunda kalıyor. Roman gençleri iş bulmakta, barınmakta ve kendini güvende hissetmekte ciddi zorluklar yaşıyor. Roman kadınları iki kat ayrımcılığa maruz kalıyor. Ve Romanlar, en çok da siyasette ve kamusal yaşamda yok sayılarak görünmezleştiriliyor. Oysa eşit yurttaşlık, sadece kağıt üstünde değil, hayatın her alanında temsiliyetle mümkündür. Bir halkın sesi, yalnızca düğünlerdeki müzikle değil, aynı zamanda meclisteki, belediye meclislerindeki, sendikalardaki ve üniversitelerdeki varlığıyla duyulur hale gelmelidir. 8 Nisan’ın bir kutlama günü olduğu kadar, bir yüzleşme ve çağrı günü olması gerektiğine inanıyorum. Roman halkının eşit, özgür ve onurlu bir yaşam sürebilmesi için; her çocuğun nitelikli eğitime ulaşabildiği, her bireyin güvenceli bir işe, sağlıklı bir eve kavuşabildiği ve her vatandaşın kendi kimliğiyle kamusal hayatta yer bulabildiği bir toplum için mücadele etmeliyiz. Bugün, Romanların sesi daha fazla duyulsun diye değil; her yerde, her düzeyde eşit biçimde duyulması hakları olduğu için sesimizi yükseltiyoruz. 8 Nisan Dünya Romanlar Günü kutlu olsun. Romanların sesi susturulmasın, temsiliyeti eksik bırakılmasın” dedi.